top of page

YAPILARIN RİSKLİ YAPI OLARAK TESPİT EDİLMESİNDEN SONRA MALİKLERİN KARŞILAŞABİLECEĞİ HUKUKİ SÜREÇ

  • MELİS ŞANLI GÜÇLÜ
  • 7 Nis
  • 2 dakikada okunur
6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu kapsamında bir yapının riskli olup olmadığının tespiti amacıyla yapı maliklerinden herhangi birinin yapacağı başvuru üzerine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanmış lisanslı firmalar tarafından riskli yapı tespitine yönelik gerekli işlemler yapılmaktadır. Yapının riskli olarak tespit edilmesinden sonra yapı maliklerinin yapıyı güçlendirme ya da kentsel dönüşüm imkanından faydalanma olarak iki seçenekleri bulunmakta ise de burada önemle üzerinde durulması gereken husus yapının mevcut imar durumunun ve inşaat yapılmasının hukuken mümkün olup olmadığının araştırılması noktasında toplanmaktadır. Zira yapı ruhsatı verilen zamanki imar durumuna göre yapılmış olan binanın sonradan ortaya çıkan hukuki ve fiili nedenlerden dolayı maliklerin mülkiyet hakkında birtakım kısıtlamalar söz konusu olabilmektedir.

3621 sayılı Kıyı Koruma Kanunu 17/4/1990 tarihinde yürürlüğe girmiş olup bu tarihten önce yapılan binalarda yapıldığı dönemki hukuki ve imar durumuna göre yapılmış olmasında ve ruhsat alınmasında bir sorun bulunmamakla birlikte bahse konu yasa kapsamında riskli tespit edilen binaya sonradan kıyı koruma şerhi konulması oldukça sıkıntılıdır. Belediyeler ve ilgili kamu kurumları, tapuya sonradan şerh düşülen riskli yapıda kıyı koruma şerhi bulunması halinde güçlendirme ve kentsel dönüşüm uygulamalarına ruhsat vermemekte olup yapının riskli olarak tespit edilmesiyle ve şerhin mevcudiyeti ile Anayasal bir hak olan mülkiyet hakkı kısıtlanmakta ve malikler tarafından kullanılamamaktadır. Bu noktada yapının durumu ile alakalı herhangi bir ön araştırma yapmadan doğrudan kentsel dönüşüm kanunu kapsamında maliklerden birinin yapmış olduğu başvuru sonrasında diğer maliklerin mülkiyet hakkına bir zarar gelmesi durumunda başvurucuya hukuki bir talep yöneltilmesinin hukuken olanaklı olmadığı durumlarda Devlete karşı açılabilecek tazminat davaları gündeme gelebilecektir.

Öte yandan inceleme konumuz bakımından riskli olarak tespit edilen yapılar tapu müdürlüğüne bildirilir ve tapu kütüğüne işlenir. Riskli yapı tespitine karşı yapı malikleri veya kanuni temsilcilerince on beş gün içinde yapının bulunduğu yerdeki Müdürlüğe veya Bakanlıkça yetki devri yapılması durumunda İdareye verilecek bir dilekçe ile itiraz edilebilir.

Aynı zamanda yapının riskli olduğuna yönelik rapor hakkında İdare Mahkemesinde yürütmeyi durdurma istemli olarak 30 gün içerisinde dava açmak mümkündür. Yürütmeyi durdurma istemi, raporun riskli olarak tespitinden sonra binanın ilgili kurum tarafından hemen yıkılmasını önlemek amacıyla hukuki zaruret içermekte olup işbu davayı maliklerden biri ya da birkaçı ikame edebilmektedir.
 
 
 

Comentários


bottom of page