top of page
cepic-hukuk-aile-hukuku.jpg

Aile Hukuku

Aile Hukuku; evlilik, nişan, boşanma gibi aileyle ilişkili olan bütün konularla ilgilenen, Türk Medeni Kanununa göre düzenlenmiş bir hukuk dalıdır. Ulusal ve uluslararası sözleşmeler ile Türk Medeni Kanunu ve sair ulusal mevzuat başta olmak üzere aile hukukunun başlıca konularında yer alan nişanlanma, evlenmenin koşulları ve hükümleri, anlaşmalı ve çekişmeli boşanmanın koşulları ve sonuçları, mal rejimleri, aile konutu, soybağı, evlat edinme, velayet, çocuğun nafaka hakkı, vesayet, kayyımlık, yasal danışmanlık, yardım nafakası konularında çıkan uyuşmazlıklar ve dava sürecinin takibi yapılmaktadır.


Özellikle son yıllarda kurulan evlilik birliklerinin günümüz yaşam koşullarında eşler tarafından sürdürülmesi oldukça güç hale gelmiş olup ne yazık ki eşlerin boşanma sürecine giderek evlilik akitlerini sonlandırmaları sık sık gündeme gelmektedir. Bu kapsamda bilhassa boşanma davalarında yer alan özel ve genel boşanma sebepleri ve sonuçları birbirinden farklılık göstermekte ve dava çekişmeli olarak yürütülmekte iken aynı zamanda her iki eşin de anlaşması durumunda anlaşmalı bir şekilde sona ermesi mümkün bulunmaktadır. Bu noktada anlaşmalı boşanma protokolünün düzenlenirken eşlerin taleplerinin ve şartlarının göz önünde bulundurularak bir protokol hazırlanması herhangi bir hak kaybına uğramamak adına oldukça önem arz etmektedir.


Türk Medeni Kanununun 202. Maddesinde yasal mal rejimi hükmü düzenlenmiştir. Anılan bu maddeye göre “Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler.” denilmekte ve buradan anlaşılacağı üzere taraflar kanunda dört adet seçimlik şekilde düzenlenen mal rejimine ilişkin belirlemeyi 203. Maddede düzenlenen hükme istinaden kararlaştırabilirler. Buna göre 203. Maddede yer alan “Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar, istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler.” Hükmünü ihtiva etmektedir. Mal rejimi ise eşlerin evlilik birliği içerisinde edinilen veya evlenmeden önce sahip oldukları malvarlığı değerleri konusunda hangi şartlarda ve ne şekilde tasarrufta bulunup söz konusu malları tasfiye edecekleri ile ilgili olarak karşımıza çok fazla sayıda anlaşmazlık çıkmakta ise de malvarlığı değerleri tasfiye edilerek paylaşım yapılmaktadır.


Aile hukuku alanında görülen en çok davalardan bir diğeri olan nafaka davaları da evlilik birliğinin sona erdirilmesi sürecinde taraflardan birine tedbiren hükmedilmekte olup Türk Medeni Kanununa göre iştirak, yoksulluk, tedbir ve yardım nafakası olmak üzere dört çeşit nafaka türü bulunmaktadır. Nafaka davaları da Aile Mahkemeleri tarafından görülmekte ve de gelişen ve değişen ekonomik koşullar altında mahkemeler tarafından hükmedilen nafakanın oldukça az kalması veya nafaka alacaklısının şartlarından herhangi birinde değişiklik olması durumunda nafaka artırım davası açılabilmektedir.


Son olarak soybağı ve babalık davaları ve buna ilişkin olan uyuşmazlıklar günümüzde oldukça artış göstermekle birlikte söz konusu uyuşmazlıklar birçok sebepten kaynaklanabilmektedir. Nitekim evlilik birliği içerisinde doğan bir çocuğun babası, “babalık karinesi” gereği erkek eşe ait olduğunun kabulünde herhangi bir uyuşmazlık doğmamakla birlikte, erkek eşin, çocuğun kendisine ait olmadığının iddia ve ispatı için soybağının reddi davası açabileceği gibi bu davanın sonucuna göre de babalık karinesi çürütülmektedir. Öte yandan, herhangi başka bir erkekle soybağı bulunmayan bir çocuğun tanıma ile soybağı kurulabileceği gibi bu durum tam tersinde de söz konusu olabilmektedir. Zira bir erkekle soybağı bulunan bir çocuğun da başka bir erkekten olması halinde çocuğun soybağı babalık veya soybağı davası ile değiştirilebilmektedir.

 

İLETİŞİM İÇİN:

İletişimde kalın!

  • Twitter
  • LinkedIn
  • Instagram

Teşekkürler!

bottom of page